Bir Yarış Hikayesi – Formula G

Formula G 2008 – SAİTEM

Tübitak Alternatif Enerjili Araçlar yarış haftasının son gününe girilmişti, Ekipler bir hafta önce ulaştıkları izmir yarış pistinde yapmış oldukları antrenmanlar ve taktikler ile sıralama turlarını en kısa sürede bitirip daha önlerden yarışa başlamak için ellerinden geleni yapmışlardı. Final yarışı Start verilirken favori ekiplerin araçları yerlerini almışlardı, İTÜ-GAE nin araçları RA ve ARIba 1.ve3. gridteki yerlerini alırken bir önceki sene yarışı 3. bitiren aracımız SAGUAR  2. cepte idi. Bu 3 aracı ise sırasıyla ODTÜ, Boğaziçi ve Anadolu üniversitelerinin araçları takip ediyordu…

Kalkış anı iki sunucu arasındaki konuşmadan dolayı pilotlar tarafından anlaşılmakta güçlük çekilsede pist hakemlerinin bayrakları Start ın anlaşılmasına yardımcı olmuştu. Yani ardı arkasına yanan 5 adet kırmızı ışık yanıp söndükten sonra şaha kalkan araçlar yerine bir an duraksayan ancak yeşil bayrakların sallanmasıyla gazlara asılan pilotlar vardı start anında.

Start ile Türkiye’nin En Hızlı Güneş Arabası Ünvanını sahip olan SAGUAR pilotu Kerem Topçu gazına strateji gereği fazla basmasada birden bire en öne geçip viraja girmişti bile. Ancak yüksek tepmoda gidilmesi yarış sonrasında sıkıntı yaşatacağı için tüm pilotlar temkinli gidişleri sergiliyolardı. Kural gereği kısıtlı bataryalarını ve Güneşin durumunu en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorlardı. Aksi takdirde batarya bitebilir ve pist üzerindeki yokuşları çıkmak çok güç hale gelebilirdi.

30 turluk yarışın turları birer birer geçiliyordu, takım ve araçların stratejileri, pist üzerinde sürekli birbirini geçen araçlar ile anlaşılmaya başlanıyordu. pilotlar kadar pitteki stratejistler de kendi aralarında yarışıyorlardı oturdukları yerden ve kulaklarındaki telsizlerle…

Start-Finish Düzlüğüne araçların her gelişinde pistteki rekabetin yansıması görülüyordu. İTÜ-Ra, SAİTEM-SAGUAR ve Boğaziçi-59R arasında el değiştiren liderlik, tur bindirmeler başlayınca tribünlerdeki seyircilere güzel geçişler seyrettiriyordu, yarışın 15 turluk kısmı tamamlanmıştı,geri kalan kısım daha çekişmeli geçeceğe benziyordu. Çünkü araçlar bataryalarını minimum seviyede kullanıyor ve yarış derecesi için son turlar yaklaştıkça, bataryaların vanası daha çok açılarak araçlar daha hızlı görüntüler seyrettirecekti.

Pist üzerinde kalan araçlardan daralan yollar ve virajlara yan yana girilip hangisinin virajdan önce çıkacağını merakla seyreden taraftarlar ile tüm coşkusuyla bir Formula-G yarışının an ve an sonuna yaklaşılıyordu.

Aracımız SAGUAR pist üzerinde süzülerek gidişi ile diğer takımların favorisi olmayı hakediyordu adeta. Sakin gidişini bozmayan aracına yüklenmediği halde kalkıştaki yerini koruyan pilot Kerem ve pit alanında ona sürekli taktik veren Erdem, tebiriği hakediyorlardı. Tüm ekip bu gidişin derece getireceğini biliyordu.

23 tur geride bırakılmıştı, artık yarışta son demler söz konusuydu, tüm araçlardaki hız artışı gözle görülebiliyordu. SAGUAR taktiği gereği önceki turlarda açılan arayı kapatmaya başlamıştı. 24. tur geçildiğinde, Sunucunun SAGUAR başarılı bir tur atarak öndeki araçla arasınındaki süreyi 6 saniye azalttı dediğinde, tribünleden gelen alkışları duyup, işte SAGUAR, artık açın SAGUARın önünü diye bağırmaktan kendimi alamamıştım. Ancak beklenmeyen bir şekilde İzmirin o yakıcı güneşine bir şeyler olmuştu. güneşle araçların arasına bir bulut girmişti. Pist rampalarında her zamankinden fazla araç kaldığı görülüyordu. Güneş kapalı iken pilotlar bataryalarından çok fazla güç çekerlerse güneş ile batarya şarjı olamayacak ve yarış sonu tehlikeye girecekti.

Rampaları sakin bir şekilde çıkıp düzlükleri en iyi şekilde geçmek başarıyı getirecek olan stratejiydi . SAGUAR start düzlüğünden sonraki virajı kendi için en uygun hızla çıkarak düzlüklerde bulutun kapamış olduğu güneşi maksimum seviyede depolamaya çalışıyordu. Ancak bunun dışında farklı bir durum daha vardı, araç virajlara daha önceki turlarda girdiği kıvraklıkla giremiyordu, sanki farklı bir durum vardı, 2 km lik tur bitiminde Pilot Kerem SAGUAR aracını pit alanına yönlendirdi…
Yarışlarda pek kullanılmasada var olan pit ekibi aracın garaj önüne gelmesiyle hızlı bir çalışma başlatmışlardı… Yarışı pist ortasından bir kule üzerinden seyrediyordum. pit alanını uzaktan ancak net bir şekilde görebiliyordum. SAİTEM garajı önünde sağ ön teker üzerinde yoğunlaşan bir çalışma vardı. Sorun Anlaşılmıştı, SAGUAR ın sağ ön tekeri patlamıştı.

Daha öncede yine bir yarışta lastiği patlayan SAGUAR ekibinin bu korkusu yine olmuştu. Yarış öncesi pisti turlayan ekip arkadaşları buldukları çivi ve civataları idareye belirterek pist temizliği ricasında bulunmuşlardı, ancak sanırım bu kadar favori olmanın yanında kaçınılmaz olan nazar faktörü, atlanamayacak yüzünü göstermişti. Uzaktan seyrettiğim pit alanında tüm ekiplerin dikkatli bakışları SAİTEM garajına doğruydu. SAGUARın üst kabuğu kaldırılmış aracın sağ kısmı detek üzerine konulmuştu. Daha önce birkaç kere lastiği değiştiren ben şimdi sökülmesi gereken 6 somunun çevrilmesini beklerken, bir anda lastiğin değiştirildiğini ve sökülmesini göremediğim somunların sıkılmasını seyrediyordum .  Sadece iki buçuk dakikalık bir sürede aracı piste geri döndüren SAİTEM ekibi tekrar nefeslerini tutmuştu ve kalan son 4 turun nasıl geçeceğini bekliyordu. bu arada sonradan hızlanan ODTÜ nin aracı pist üzerinde seri ilerleyişini sürdürüyodu. pit içerisindeyken İTÜ-Ra, İTÜ-ARIba, Boğaziçi-59R ve ODTÜ araçlarının arkasına düşmüş olan SAGUAR kalan turları hızlı gidebilirse beklenen dereceyi gösterebilirdi. Ancak unutulmaması gerekn bir şey vardı, güneş hala yoğun olarak hissedilemiyordu ve patlak lastiğiyle pite girmeye çalışan SAGUAR batarylarından haddinden fazla güç çekmişti. Dolayısıyla Güneş panellerindeki enerji ile yarışı bitirmesi gerekiyordu.

Son 5 tur içinde bir çok olumsuzluğu yaşayan ekip kısmen sinirli ama umutlu ve teslimkar bir şekilde bekliyordu. İTÜ-Ra ve İTÜ ARIba yarışı bitirmişler ve geçtiğimiz seneki gibi podyumda birinci ve ikinci sıradaki yerlerini almışlardı, ancak açılan aralar ve bindirilen turlar ile sonuçlar kestirilemiyor, araların pistten geçerek bilgisayara gönderecekleri sinyal bekleniyordu.     Sallanan damalı bayraklar ile tüm ekipler pit üzerinde yoğunlaşıyorlardı, SAGUAR da turunu tamamlayarak pit alanına ulaşmıştı ve teknik kontrollerin yapılacağı yere yönlendirilmişti. Bu alanda beklerken pist hakeminden ilk altı aracı kontrole alacağız sözünü duymuştum biraz önce, bu durumda SAGUAR ilk 6 da idi ancak 1.ve 2. den sonrası anons edilmemişti. nihayet hakemlerden derecemizi öğrendik. SAGUAR, patlayan lastiği, kapanan Güneş faktörlerine karşın favorisi olduğu yarışı 6. olarak tamamlamıştı. Ekip şaşkındı ancak yapılacak en iyi şey moralleri iyi tutabilmekti. bunun içinde telefonlardan alınan ve birinci olan İTÜ-Ra pilotunun açıklamaları etkili olmuştu, kendisi “Biz SAGUAR dan derece bekliyorduk, bunu haketmişlerdi” demişti…

Yarış bittikten ve dereceler belli olduktan sonra sıra kupa törenine gelmişti. SAİTEM ekibi olarak bu yıla kadar her zaman bizi alkışlayan ekipleri alkışlamak için ödül töreninin olduğu yere gittik.Kurul özel ödülü için Atılım Üniversitesi’ni alkışladık.Ardından En İyi Tasarım Ödülü açıklandı ve SAGUAR X7 yeni kabuğuyla en iyi tasarım ödülünün sahibi oldu.
SAİTEM olarak Yarışı ilk 5 olarak bitiren İTU GAE, Boğaziçi , ODTÜ , Dokuz Eylül Üniv.  başta olmak üzere tüm formula g katılımcılarını alkışlıyoruz.
Yarış süresince padok alanında göstermiş oldukları kardeşlik ve samimiyetle o mükemmel ortamın oluşmasına katkıda bulunan tüm katılımcılara , TUBITAK  Heyetine ve İzmir yarış Pisti yetkililerine

Teşekkürler….

Akif ÖZKAYA